New York Gezilecek Yerler
New York’u gezmeye başlamadan önce hangi semtte daha çok vakit geçirmek isteyeceğinize önceden karar vermeniz gerekir. Turistlerin oldukça yoğun olduğu bölgelerde gezerken, son anda keşfettiğiniz bir başka semte çokta vakit ayıramadığınızdan dolayı pişman olabilirsiniz. Sizin zevklerinize, ve seyahat anlayışınıza göre seyahat planınızı yapmalı, bütçenizi ise göz önünde bulundurmalısınız.
Planınızı kolay yapabilmeniz adına New York’ta görülmesi gereken yerleri semtler altında toparladım. Semtleri çözdüğünüz taktirde nerede kalmanız gerektiğine de karar verebilirsiniz.
MANHATTAN BÖLGESİ
Manhattan adası New York’un kalbi olup şehri tam anlamıyla hayal şehir yapan bölgesidir. Seyahatinizin büyük bir kısmını ise bu adada geçeceğinden eminim. Manhattan bölgesi kendi içinde 2 bölgeye ayrılmıştır; Yukarı Manhattan (Upper Manhattan) ve Aşağı Manhattan (Lower Manhattan). Manhattan’ın toplam 8 adet semti vardır. Bunlar güneyden sırası ile; bölge ile aynı ismi taşıyan Lower Manhattan, The Village, Midtown South, Midtown North, Central Park, Upper East Side, Upper West Side ve Harlem‘dir. Lower Manhattan semtinin hemen karşı kıyısında olan Brooklyn bölgesi’de görülmesi gereken yerler arasındadır. Manhattan adasının en güneyi daha yerel olup orta kesimi daha turistiktir. Turistik bölgeden başlayarak semtleri ve o semtlerde görülmesi gereken yerlerden sırası ile bahsedeceğim.
Seyahat planınızı yaparken bu semtlere göre görmek istediğiniz yerleri sıralarsanız daha az metro kullanıp yürümenin keyfine varabilirsiniz.
SEMT 1. CENTRAL PARK
Central Park’ının oldukça ilginç olan tasarım aşaması vardır. 19. Yüzyılda New Yorkluların kentten kaçış noktası araması ile sosyete halkının sosyallikle buluşabileceği, normal halkın ise temiz havaya kavuşabileceği bir yer tasarlanmıştır. Manhattan bölgesi 19. Yüzyılda ticari binaların inşasına uygun olmayan bölge olduğuna karar verilmiştir. 20 yıl boyunca inşası süren park, bataklıklardan arındırılıp göller inşa edilmiş ve park alanı tasarlanmıştır. Binlerce ağaç ve bitki tasarımı yapılan park doğa harikası güzelliğine kavuşmuştur. Manhattan’ın 59. Cadde ile 110. Cadde arasında uzanan uzunluğu ile Central Park’ı tam anlamı ile gezebilmeniz günlerinizi alacaktır.
İçerisinde buz pateni yapabilir, bisiklet sürebilir, yüzebilir, çeşitli spor aktivitesine katılabilir, göllerde kano yapabilir, yatıp güneşlenebilir, açık hava konserlerine gidebilir, aileniz ve arkadaşlarınız ile inanılmaz keyifli vakit geçirebilirsiniz. Central Park kendi içinde özellikle yaz aylarında birçok etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır. Central parkın 59. cadde yakınlarında bisiklet kiralama noktaları bulunur. Kiralık bisikletiniz ile parkı boydan boya gezebilir, görmek istediğiniz yerleri kiralama noktasının vereceği haritada işaretleyebilir ve rotanızı o noktalara uğrayacak şekilde ayarlayabilirsiniz.
Doğal güzelliğin içindeki ufak köprülerin önünde manzaraya karşı oturabilir, bu doğallığın arka planındaki gökdelenleri izleyebilir ve kendinizi bu garip tezatlığın içinde bulabilirsiniz. Gökdelenlerin arasından kalkan at arabaları ile geçmişe yolculuk yapmanız bile mümkün. At arabaları 5. cadde ile 59. cadde kesişim noktasından kalkar. Ancak fiyat olarak bisiklet kiralamaktan oldukça yüksektir. Central park uzunluğu 6.2 kilometredir. Yürüyerek gezerim diyenleriniz olur ise bunu hatırlatmak isterim.
Central Park içerisinde çeşitli güzellik noktaları vardır. Shakespeare Bahçesi bu güzelliklerden sadece birisidir. Shakespeare’in sevdiği çiçeklerden oluşan bu bahçe huzurlu gezinizde görmek isteyebileceğiniz güzelliktedir. Çocuklarınız var ise onları kesinlikle heyecanlandıracak Central Park Hayvanat Bahçesi 5. caddenin 59. cadde köşesinden parka girdiğinizde hemen karşınıza çıkacaktır. Hayvanat bahçesinin içinde çocuklarınızın hayvanları sevebileceği bölümlerde mevcuttur.
SEMT 2. MIDTOWN SOUTH
New York’un kalbine giden yolda Orta Manhattan kuzey ve güney olarak 2 mahalleye ayrılmıştır. 42. Cadde ile 14. Cadde arasında kalan Orta Manhattan’ın Güneyi, sokaklarını yürüyerek gezebileceğiniz New York’un Özgürlük Kulesinden sonra gelen en uzun ve en güzel manzaralı binasına da ev sahipliği yapmaktadır.
Empire State Building
New York’a gelen tüm turistlerin en uğrak yeri olan Empire State Binası New York’u tepeden görmek isteyenler için en doğru seçim olacaktır. Nefes kesen New York manzarası için hızlı asansörler ile 86. Kattaki gözlem güvertesine çıkabilirsiniz. Hatta ekstra ücret ödeyerek 102. Kattaki gözlem güvertesine çıkabilir ve daha yüksekten manzaranın tadını çıkartabilirsiniz.
Empire State Binası saat sabah 08:00 ile gece yarısından sonra 02:00’ye kadar açıktır. Son asansör platforma saat 01:15’te çıkar. En yoğun giriş saatleri 11:00 ve 14:00 arasında olur. En güzel fotoğraf karesini gün batımında alacağınızdan dolayı, gün batımından 1 saat öncesi ve sonrasında oldukça yoğunluk yaşanır. Vakit probleminiz var ve uzun kuyruklarda asansör sırası beklemek istemezseniz ekstra ücret ödeyerek VIP bilet satın alabilirsiniz. Ancak biletiniz hangi tür olursa olsun güvenlik sırasından geçmek zorunludur.
Empire State Binası Giriş Ücretleri:
86. kat giriş ücretleri:
- Yetişkin $44,
- 62 yaş üzeri yetişkin $42,
- Çocuk (6-12 yaş arası) $38,
- 6 yaş altı çocuklara giriş ücretsizdir.
102.kat giriş ücretleri:
- Yetişkin $79,
- 62 yaş üzeri yetişkin $77,
- Çocuk (6-12 yaş arası) $73,
- 6 yaş altı çocuklara giriş ücretsizdir.
Önemli bilgileri:
- Yoğun giriş saatlerinde ve sezonda bilet fiyatları değişir.
- Yoğun saatlerde standart bilet fiyatından yaklaşık $5 – $10 arasında ekstra ücret ödeyebilirsiniz.
- Sezon fiyatları ise $2 – $3 arasında ekstra ücret ile yansıtılır.
- Tüm biletler geri iadesizdir.
- Gözlem platformuna çıkmak için rezervasyona gerek yoktur.
Empire State Binasının içinde birçok birbirinden güzel restoran bulunur. Buradan hem güncel fiyat listesini kontrol edebilir hem de restoran menü fiyatlarını inceleyebilirsiniz. Dilerseniz restoranlar için rezervasyon yaptırıp unutulmaz New York manzarası eşliğinde akşam yemeği yiyebilirsiniz.
New York Public Library (New York Halk Kütüphanesi)
New York halk kütüphanesi dünyanın en geniş kitap koleksiyonuna sahiptir. Mermerden yapılmış dev kütüphane girişinde 2 adet aslanı ile ziyaretçilerini selamlar. 5. Cadde üzerinde Empire State binasından ayrıldıktan sonra birkaç blok ileride karşınıza çıkar. Uzun merdivenlerin başındaki bu iki kütüphane aslanın ismi Patience ve Fartitude‘dır. Kütüphane dünyanın en büyük ve en uzun okuma odalarından birine sahiptir. 1895 yılında kurulan kütüphanede 20 milyon kitap, eser ve belge ile dev arşivi vardır. Böylesine büyük ve görkemli bir kütüphaneyi görmeden gitmeyin.
Kütüphanenin içinde Çocuk Merkezi bulunur. Gerçek Winnie the Pooh ayısını ziyaret edebilir çocuklarınızı ayı ve arkadaşları Piglet, Tiger, Eeyore ve Kanga ile tanıştırabilirsiniz.
Hafta içi her gün ve Cumartesi günleri 11:00 – 14:00 saatleri arasında açıktır. Pazar günleri ise saat 14:00’de 1 saatlik ücretsiz rehber turu yapılır. Bu ücretsiz tur hakkında bilgi almak için resepsiyondaki görevli ile irtibata geçebilirsiniz.
Bryant Park
New York Halk Kütüphanesinin arkasında kalan büyük Bryant Park kütüphaneyi gezip yorulanlar için dinlenme noktasıdır. Keyifli vakit geçirmek isteyenlerin uğrak yeri olan parkta birçok yemek tezgahı ile pek çok yemek seçeneği bulunur. Yazın ücretsiz konserlere ev sahipliği yapan park, kışın buz pateni pistinde doyasıya kayan ziyaretçileri ile buluşur. Noel zamanı New York’ta iseniz Noel pazarı tam size göre olabilir. Çeşitli yeni yıl hediyeleri almak isteyenler doğru adrestesiniz.
Flatiron Building
Orijinal ismi Fuller Building olan Flatiron binası 5. Cadde, Broadway ve 23. Caddenin kesişimdedir. Ütüye benzemesi ile ünlenen binanın bulunduğu konum itibari ile turistlerin görmeden gitmek istemediği binaların başında gelir. Binanın önüne metro ile ulaşım çok kolaydır. Binanın hemen karşısında Eataly NYC Flatiron İtalyan marketi bulunur. Eataly ‘ye uğrayıp marketinden alışveriş yapabilir, içerisinde bulunan birbirinden lezzetli İtalyan yemekleri yiyebileceğiniz restoranlarda akşam yemeğinizi yiyebilirsiniz. İçinde aynı zamanda kahve dükkanı da vardır. NYC Restoran Haftası‘nda restoran günlerini takip ederseniz indirimli menü fiyatlarından nefis İtalyan pizzalarının tadına bakabilirsiniz.
NYC Restoran Haftası hakkından detaylı bilgi edinmek için New York Etkinlik ve Festival Rehberi yazımı okuyabilirsiniz.
Madison Square Park
Flatiron Binasının karşısında bulunan Madison Square Park içinde bulundurduğu heykeltıraşlar ile görsel şölen sunar. Dünyaca ünlü Shake Shack hamburgerlerinin doğduğu yer olan parkın içinde açık alana kurulu enfes hamburgerlerin tadına bakmadan gitmeyin. Ama önceden uyarmak isterim ki hamburger sırası oldukça uzun olup açık havada 30 ile 70 dakika arasında bekleme süresi vardır. Lezzeti ise bu sırayı bekleyecek kadar iyi olduğunun garantisini verebilirim.
SEMT 3. MIDTOWN NORTH
Manhattan’ın kalbini görmek isteyenlerin ilk önce uğraması gereken mahallesi Orta Manhattan’ın Kuzeyidir. Güneyde 42. Caddeden başlayıp kuzeyde Central Park sınırı arasındaki en kalabalık mahalledir. Times Meydanında tiyatro âşıkları ile çevre restoranları ziyaret etmek isteyen turistlerin akınına uğrayan mahallede alışveriş tutkunlarını 5. Cadde’de kendilerini kaybederken rastlayabilirsiniz.
Times Square
Dünyanın en popüler kavşağı olan Times Meydanı, plazaların arasında dev reklam panoları ile gecenizi aydınlatacak kadar parlak ve göz kamaştırıcıdır. Mevsimlere bağlı olarak turist akınına uğrayan meydan New York’a adım atan her turistin ilk görmek isteyeceği yerlerin başında gelir. Caddede yürürken Times Meydanına yaklaştıkça gökyüzüne vurduğu ışıltı, meydana ne kadar yakın olduğunuzu hissettirir. Çevresindeki restoranlar oldukça lezzetli ancak kalabalıktır. Minimum 45 dakika sıra beklemeyi göze almalısınız. Hard Rock Cafe, Dallas BBQ, Shake Shack, Red Lobster, The Cheesecake Factory, Fogo de Chao, TGI Friday gibi birçok şehirde şubeleri olan restoranlarda yemek yiyebilirsiniz. M&M’in kocaman mağazasına uğrayıp çikolatadan başınız dönene kadar mağaza içinde gezebilir, daha önce hiç tatmadığınız M&M çikolatalı drajelerden satın alabilirsiniz. Times Meydanında günün her saati trafik olduğundan ulaşımı metro ile yapmanızı tavsiye ederim.
Broadway
Broadway ile 7. Caddenin kesişim kavşağı olan Times meydanının 41. ve 57. caddeleri arasında dağınık halde tiyatrolarda müzikaller gösterime girer. Tahmin edemeyeceğiniz kadar keyifli geçebilecek bu gösteri izlerken ertesi günü de başka bir oyuna bilet alsak mı diye aklınızdan geçirebilirsiniz.
İçeride ki muhteşem kalitedeki dekor ve oyuncuların profesyonelliği seyircileri oldukça etkiler. Mutlaka görmeniz gerekenler listesinde bir numaraya çıkmasını önerdiğim müzikaller hakkında detaylı bilgi için New York Etkinlik ve Festival Rehberi yazımı okuyabilirsiniz.
Madame Tussauds – Bal Mumu Müzesi
Times Meydanına gitmişken dünyaca ünlülerin bal mumundan yapılmış heykellerini ziyaret edebilir, ünlülerin gerçekte ne kadar da kısa olduklarına şaşırabilirsiniz. 200’den fazla bal mumu heykeli olan bu müzede heykeller popülariteye göre sürekli yenilenmektedir. Müzenin içindeki korku evini ziyaret edebilir işin eğlenceli kısmına katılabilirsiniz. Çevre restoranlarda ve müzenin önünde broşür vermek isteyen insanları geri çevirmemenizi ve broşürleri okumadan atmamanızı öneririm. Zira indirim kuponları ile yarı fiyatına müzeyi ziyaret edebilir, keyifli vakit geçirirken daha az para ödeyebilirsiniz.
Bilet fiyatlarını buradan inceleyebilirsiniz. Online bilet fiyatlarının da gişe fiyatlarından daha uygun olduğunu görebilirsiniz.
Rockefeller Center
5. cadde üzerinde olan ve 3 kompleksten oluşan 70 katlı Rockefeller Center New York’un en keyifli görülmesi gereken yerlerindendir. Özellikle yeni yıl kutlamalarında dev yılbaşı ağacı konserler eşliğinde ışıklandırılıyor. Konserler ünlü sanatçıların katılımları ile oluyor. Rockefeller Center’ın girişinde art deco tarzında Atlas isminde bir heykel bulunmaktadır. Her konseptte yenilenen dekoratif girişi sizi heyecanlandıracaktır. Yılbaşı ağacının da bulunduğu yerde kış mevsiminde buz pateni alanı bulunmaktadır ve vaktiniz varsa buz pateni kayarak doyasıya güzel vakit geçirebilirsiniz.
İlgi çekici konumu ile Top of the Rock gözlem güvertesine çıkarak muhteşem Manhattan ve Central Park manzarasının keyfini çıkartabilirsiniz. $40 ‘dan başlayan bilet fiyatları ile kendinize uygun bileti satın alabilirsiniz. Empire State Binasındaki gibi güneşin batışını izlemek isterseniz bilet fiyatlandırması daha yüksek olacaktır.
MOMA – The Museum of Modern Art – Modern Sanat Müzesi
Müzelere çok ilgili olmayan insanların bile mutlaka gezmesi gerektiğine inandığım sanat müzesidir. 5. Caddede olan bu müzeyi gezerken sanatın iliklerinize kadar işlediğini hissedeceksiniz. New York’un kalbinde olan bu müze 1929 yılında içlerinde Abby Aldrich Rockefeller gibi birkaç kadın koleksiyoncu tarafından kurulmuştur. Kurucu kadınlardan Lillie Bliss’in miras olarak bıraktığı eserler ile müze güçlenerek bugünlere kadar gelmiştir. 6 katlı binadan oluşan ver her bir katı farklı konseptte sanatseverler ile buluşan müzede 200.000’den fazla sanat eseri bulunmaktadır.
Bu sanat eserlerinin en önemlilerinden olarak bilinen Vincent Van Gogh’un 1989 yılında Fransa’da tamamladığı Yıldızlı Gece (The Starry Night) tablosu, Pablo Picasso’nun 1907 yılında tamamladığı Avingon’lu Genç Kızlar (Les Demoiselles d’Avignon) tablosu, Salvador Dali’nin Belleğin Azmi (The Persistence of Memory) tablosu ve Paul Cezanne’nin 1880 yılında tamamladığı Yıkanan (The Bather) tablosu müzenin 5. katında sergilenmektedir. Sanat müzesinde yoğunluğun oldukça yüksek olduğu galeri bu tabloların sergilenmiş olduğu galeridir. Tüm turistler bu tabloların fotoğrafını çekmek için birbirleri ile yarışmaktadır.
MOMA’nın her katında dinlenme alanları mevcuttur. 2. ve 5. katında kafe ve restoranları ile ister yemeğinizi yiyebilir, isterseniz kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Heykel Bahçesi olarak bilinen merkez bahçesinde dinlenebilir sanatla iç içe bahçenin keyfini çıkartabilirsiniz.
Modern Sanat Müzesi haftanın 7 günü 10:30-17:30 saatleri arasında açıktır. Sadece Cuma günleri saat 20:00’ye kadar açıktır. Müze Şükran günü ve Noel günleri kapalıdır.
- Yetişkin bilet fiyatı $28,
- Öğrenci kartınızı ve kimliğinizi gösterdiğiniz durumda öğrenci bileti $15,
- 65 yaş üzeri $20,
- 16 yaş altındaki çocuklar ücretsizdir.
Gezi sırasında belli bir ücret karşılığında turlar düzenlenmekte, bireysel gezmek isteyenler için birçok dile çevrili kulaklıklar verilmektedir.
Uygun gününüze göre bilet fiyatlarını kontrol etmek ve indirim seçeneklerini buradan detaylı olarak inceleyebilirsiniz. Biletlerinizi ise online satın alabilirsiniz.
Müzede belirli gün ve saatlerde çeşitli etkinlik ve film gösterileri yapılmaktadır. Etkinlik takvimini kontrol etmek için de yukarıdaki linki tıklayarak bilgi alabilirsiniz.
St. Patrick’s Cathedral
Manhattan 5. caddenin 51. ve 52. caddelerinin arasında konumlanam bu görkemli katedral gökdelenlerin arasındaki bu katedral aynı zamanda New York’taki Roma Katolik başpiskoposunun yönetim binasıdır. Sivri ikiz kubbesi ile ilgi çekici olan bu katedral oldukça büyük olup 20 bin kişiye aynı anda ev sahipliği yapabilecek kapasitedir. Oldukça ünlü olan Aziz Patrik Katedralini Neogotik tarzdaki mimarisini görmek için ziyaret edebilirsiniz.
5th Avenue (5. Cadde)
Alışveriş cenneti olan 5. cadde Midtown North semitinin en gözde caddesidir. Rockefeller center ile başlayan yürüyüşünüz Central Park’a kadar birbirinden lüks mağazaları gezerek geçecektir. Mağazaların içi kadar dış tasarımları da o lüks yaşamın yankısı gibi her birisi birbirinden şık ve görkemlidir.
Central Park köşesindeki camdan yapılmış girişi ile Apple Store’u görüp neden dışında bu kadar kuyruk olduğuna şaşırabilir, ellerinde onlarca lüks marka poşetleri ile oradan oraya savrulan turistleri gördüğünüzde hayret edebilirsiniz. İşte tam bu noktada Manhattan’a Hoşgeldiniz..
Grand Central Terminal
New York’un filmlerden de oldukça aşina olabileceğiniz tarihi tren garıdır. 1913 yılında New York şehrinin en modern tren istasyonu olarak açılan bina günümüzde her gün sayısız turist ve yolcunun ziyaret ettiği en büyük tren istasyonlarından birisi haline dönüşmüştür. Tren garı turistik olarak gözükse de yaklaşık 50 tren peronu ile yolcularına yaklaşık 80 ayrı tren hattı ile hizmet vermeye devam etmektedir.
İstasyonda vakit geçirebileceğiniz tarihi dokuyu bozmadan açılmış alışveriş yerleri de mevcuttur. Özellikle istasyonun merkezinde bulunan merdivenlerin hemen önünde olan Apple Store tarihi doku ile modern teknoloji uyumunu gözler önüne sermektedir. Alışveriş sonrası yemek yiyebileceğiniz 5 adet gurme restoran ve ucuz yeme olanaklarını da barındıran terminalin zemin katında yeme alanı bulunmaktadır. Yolculuk saatini bekleyen yolcuların ya da istasyonu gezen turistlerin kendi damak zevklerine göre yemek yiyip kahve içebileceği birçok restoran bulunur.
Grand Central İstasyon Saati
Amerikan filmlerinden oldukça aşina olabileceğiniz, aşk sahnelerinde arka plan olarak kullanılan İstasyon saati birçok kavuşma, ayrılık ve evlilik teklifi sahnelerine ev sahipliği yapmaktadır. Saatin bu kadar popüler olmasının bir diğer sebebi de saatin altında buluşalım tabirini New Yorkluların çok sık kullanmalarından kaynaklanmaktadır. Bu tabirdeki saatin İstasyon saati olduğu herkes tarafından bilinmektedir.
Chrysler Building
Art Deco tarzındaki gökdelen en güzel görüntüsünü Emripe State Binasının gözlem güvertesinden vermektedir. Paslanmaz çelikten inşa edilen Chrysler Binası diğer gökdelenlerin arasında farklılığı ve güzelliği ile hemen fark edilmektedir. 1929 yılında inşa edilen gökdelen radyatör gibi araba motiflerinden ilham alınarak tasarlanmıştır. Artistik olarak oldukça ünlü olan Chrysler Binasının art Deco tarzını bina içinde de ziyaret edebilirsiniz.
The Vessel
Manhattan’ın Midtown West’de üretimi ve inşaatı 4 yıl boyunca süren ve 2019’un Mart ayı itibari tamamlanan devasa bal peteği formundaki yapısı ziyaretçileri ile buluştu. 7 katlı, 720.000 metrekarelik bir alışveriş merkezi, ve The Shed adındaki kültür merkezi ile dev çelikten yapılan yapı ziyaretçileri ile ücretsiz olarak buluşmaya başladı bile. Bu dev yapıda 154 merdiven, 80 bağlantı noktası ve 2500 basamak bulunuyor. Asansörler ile en tepe noktasına çıkabilir, merdivenler ile yürüyerek zemin katına inerken Hudson manzarasını doyasıya izleyebilirsiniz.
Çevre düzenlemesi yapılarak 30.000 bitki, ağaç ekimi ile dev arazinin harika bir bahçeye dönüştürülecek yapı 2019 yaz aylarında tamamlanması ile New York’a harika bir renk getireceği konuşuluyor. New York’un Eiffel Kulesi olması amaçlanan yapıda yılın her günü açık olmasının planlandığı yetkililerce duyuruldu. Hudson Nehrine karşı ilgi çekici bir manzarası bulunan dev yapı sayesinde bulunduğu mahallenin gelişeceği de ayrıca ön görülüyor. The Vessel’in yapı merdivenlerinin özellikle hiçbir yere çıkmadığı görünen Escher benzeri bir çizim hissine sahip olması ile ziyaretçilerin oldukça ilgisini çekeceği şimdiden belli oluyor.
SEMT 4. UPPER EAST SIDE
Central Park’ın doğusunda kalan, oldukça pahalı evlerin ve tasarım mağazaların bulunduğu mahalle, oldukça popüler olan Gossip Girl dizininde çekimlerine ev sahipliği yapan mahalledir. Central Park manzarası olan evlerin New York’un en pahalı evleri olması sebebi ile mahallede yüksek sosyeteden insanların evleri bulunmaktadır.
1880 yılından beri elit kesimin yaşamayı seçtiği bu semtte yan yana sıralanmış lüks mağazalarla doludur. Lüks alışverişin adresi olan Upper East Side filmlerden de oldukça aşina olduğumuz Amerikan kumtaşı evleriyle sokakları tam bir görsel şölen oluşturur.
Upper East Side’ı özel bir semt yapan bir diğer husus da sayısını hatırlayamayacak kadar çok müzenin bu semtte olmasıdır. Museum Miles olarak da geçen semt sanat müzesine doymak isteyenlerin bir numaralı uğradığı yer olarak bilinir. Müzeler o kadar büyüktür ki gezmesi haftalarınızı alabilir. Bu yüzden ilgilinizi çekebilecek müzeleri listeleyip ulaşım mesafesi yakın olandan yürüyerek gezmeye başlayabilir, mahallenin doğal güzelliğini de kaçırmamış olursunuz.
The MET – Metropolitan Museum of Art – Metropolitan Sanat Müzesi
Metropolitan Sanat Müzesi ABD’nin gelmiş geçmiş en büyük sanat koleksiyonuna sahip sanat müzesidir. 1870 yılında yüksek kaliteli sanat eserlerinin toplanması amacı ile kurulmuştur. Birden fazla odası ve her bir odasında farklı kültürlerden farklı tarihli sanat eserlerinin sergilenmesi ile ziyaretçilerinin başını döndürecek kadar büyüktür. altı bin yılı gözler önüne seren sergilerde Mısır dönemine ait sanat eserlerini gezerken bir anda kendinizi Yunan mitolojisine oradan 1800’lü yılların Paris günlerinde bulabilirsiniz.
Metropolitan Sanat Müzesi’nin tamamını gezmeniz bir günde mümkün olmamakla birlikte müze ziyaretinizden önce hangi odalarında hangi sanat eserlerini görmek istediğinize karar vermeniz gerekir. Tamamını gezmeniz haftalar süreceğinden kısıtlı vaktiniz için kendinize öncelik listesi oluşturmalısınız.
Metropolitan Sanat Müzesinin dikkat çeken sergilerinden bir kaçından bahsedecek olursam;
- Antik Mısır: Görülmesi gereken listenize mutlaka eklemeniz gereken Antik Mısır eserleri M.Ö 2000’li yıllardan itibaren mısır firavunlar için yapılmış en ince ayrıntıdaki sanat eserlerini içerir.
- Yunan ve Roma Sanatı: Yunan ve Roma döneminden kalma ünlü heykellerin bulunduğu koleksiyonda ayrıca vazo boyamaları ve cam ürünleri de müzenin birinci katında sergilenir.
- Avrupa Sanatı: Avrupa’nın birçok tarihe dokunmuş tarihi ile ilgili sanat eserleri ile doludur. Rönesans döneminden kalma sanat eserleri ile kendinizi bir Avrupa şehrinde hissederken 17 adet Van Gogh eserleri arasında Self-Portrait with a Straw Hat (Hasır Şapkalı Otoportre) tablosunu görebilir ve 17 adet Van Gogh eserini ziyaret ederek evine girip geziyormuş gibi hissedebilirsiniz.
- Modern Sanat: Birbirinden ünlü modern sanat tablolarının yanında daha az bilenen tablolara da ev sahipliği yapar. Pablo Picasso‘nun Portrait of Gertrude Stein (Gertrude Stein’in Portresi) gibi birçok modern sanat tabloları sergilenir.
- Dendur Tapınağı: Müzenin popüler parçaları arasında olan tapınak hiç bozulmamız tek parça halinde günümüze kadar gelmiştir. Güney Mısır’a ait olan Dendur Tapınağı üzerinde her biri anlam içeren oymaları ile ziyaretçileri oldukça büyüler.
- John Vanderlyn Panorama: Birbirinden güzel manzara çizimleri ile sergi birinci katta sergilenir. Amerika’nın 19. yüzyılına gitmek isteyen ziyaretçilerin uğrak yeridir.
Metropolitan Sanat Müzesi giriş ücretleri:
- Yetişkin $30,
- Yetişkin (65 yaş+) $22,
- Öğrenci (Resimli öğrenci kartı ile) $17,
- Çocukları 12 yaş ve altı ücretsizdir.
Genel giriş biletleri sergileri içerir ve The Met Beşinci Cadde, Met Breuer ve The Met Cloisters’da üç gün üst üste geçerlidir.
Öğrenci biletinden yararlanmanız için resimli öğrenci kimlik kartının tarihinin geçmemiş olması gerekir. Amerikan yada uluslararası tüm okul kartları kabul edilmektedir.
Güncel fiyat listelerini incelemek için tıklayınız.
Solomon R. Guggenheim Müzesi
1959 yılında yardımsever ve iş adamı olan koleksiyoner Solomon R. Guggenheim’ın kendi koleksiyonu olan birçok başyapıt ile tamamlanmıştır. Günümüzde hala etkileyici sergileriyle dikkat çeken müzede birçok ünlü sanatçının eserleri bulunur. Ünlü Amerikalı mimar tarafından tamamlanan bina hala sokaktan geçenlerin dikkatini çekmeyi başarmakla birlikte turistler tarafından da oldukça ilgi görür.
Müze mimarisi ile akla ilk gelen ikonik yapı ünlü film sahnelerine de konu olmuştur. Resimlerine baktığınız anda hatırlayacağınız akılda kalıcı mimarisi ile müzeyi ziyaret edilmesi gereken yerler listenize eklemelisiniz. Müzeyi gezmek için kubbenin en üst katına asansörle çıkabilir sonrasında yürüyerek zemin kata kadar rampa aşağı inerken aynı zamanda sergileri görebilirsiniz.
Birçok ünlü koleksiyonerin müzeye yaptığı bağışlar ve müze geliri ile satın alınan yeni eserler ile müze eserleri genişletilmiştir. Van Gogh‘un Mountains at Saint-Remy (Saint-Remy Dağları) ve Pablo Picasso‘nun Woman With Yellow Hair (Sarı Saçlı Kadın) adlı ünlü eserleri görmeden dönmemelisiniz.
Solomon R. Guggenheim Müzesi giriş ücretleri:
- Yetişkin $30,
- Yetişkin (65 yaş+) ve Öğrenci (geçerli kimliği olan) $19,
- Çocuklar (12 yaş ve altı) ücretsizdir.
Genel giriş biletleri tüm sergilere erişimi kapsar ve her gün saat 14:00’te düzenlenen rehberli tur bilete dahildir.
Güncel fiyat listelerini incelemek için tıklayınız.
Upper East Side Mağazaları
Upper East Side New York’un jet sosyete diye tabir edebileceğimiz oldukça zengin kesiminin yaşadığı bölgedir. Hal böyle olunca alışveriş noktaları, mahalledeki mağazalar ona göre oldukça yüksek kalitede tasarımlardan oluşur. Bu birbirinden eşsiz güzellikteki mağazaları gezerken kendinizi bir dizi setinde hayal edebilirsiniz. Oldukça pahalı olabilecek mağazaları sadece gezmek, sosyetenin havasını koklamak için Upper East Side tam size uygun bir mahalle olacaktır.
Mahallede birbirinden ünlü tasarım butikleri Madison Avenue’de 60. ve 70. Caddeler arasında yol boyunca uzanır. Vera Wang, Giorgio Armani, Emanual Ungaro, Jil Sander, Lavin, Carolina Herrera, Valentino ve daha bir çok mağaza yol boyunca gezebileceğiniz yakınlıktadır. Giyim, deri ürünleri, ayakkabılar, mücevherler, ilginize göre mağazaları ziyaret edebilirsiniz.
Tasarım mağazaların yanı sıra New York’ta oldukça ünlü olan departman mağazalarını da gezebilirsiniz. Bloomingdale’s 7 katlı departman mağazasıyla kozmetikten giyime, elektronikten yeme içmeye kadar bir çok ürünü bu mağazada bulabilirsiniz. Kalite, şıklık ve ultra pahalılığın birleştiği bir diğer departman mağazası da Barneys‘dir.
Müzeler bölgesi olarak da geçen Upper East Side’da müzelerin içindeki kendi mağazalarında da alışveriş yapabilirsiniz. Oldukça eşsiz tasarımları ziyaretçileri ile buluşturan mağazaların özellikle Metropolitan Sanat Müzesi (MET), Yahudi Müzesi ve New York Şehir Müzesi içinde mağazaları eşsizdir. Birbirinden değerli mücevherler, ev dekor tasarımları, mutfak eşyalarını bu mağazalardan bulabilirsiniz.
SEMT 5. UPPER WEST SIDE
Upper West Side Hudson Nehri ile Central Park’ın arasında kalan mahallesidir. New York’un ilk jet sosyetesinin yerleştiği bu mahalle New York’un ikonik binalarının da ilk inşa edildiği yerdir. 19. yüzyıldan kalma Brownstone tarzı binaları bu bölgede yoğunluk gösterir. Upper West Side mahallesinde bulunan Amerikan Doğa Tarihi Müzesi bilime ilgisi olan ailelerin çocukları ile gezebileceğiniz güzel bir müzedir. Central Park’ta bulunan Riverside Park’a oldukça yakın olan mahallede az bilinen özellikleriyle ön plana çıkmaktadır.
American Museum of Natural History
Hem çocukların hemde yetişkinlerin oldukça dikkatini çeken Amerikan Doğa Tarihi Müzesi 150 yıllık geçmişi ile neden bu kadar ilgi çekici olduğu görsellere bakıldığında anlaşılmaktadır. Kendi içinde 4 farklı salonu ile eserleri ziyaretçileri ile buluşturur. Upper West Side mahallesinde olan müzeye çocuklarınızın hem eğlenip hem öğrenebileceği güzel bir aktivitedir.
Girişteki ilk katta tavandan sarkan mavi balina ile müzeye girer girmez büyüleneceksiniz. Deniz altını keşfetmek için 1000’e yakın deniz altı canlısının içinde kaybolabilirsiniz. Bir diğer salona geçtiğinizde kendinizi gerçekten yağmur ormanında hissedeceksiniz. Efektleri oldukça iyi olan salondaki yağmur ormanı deneyimini kaçırmayın derim.
Odalardan bir diğerinde uzayı keşfedebilir dünyanın yok oluşunu deneyimleyebilirsiniz. Kapsül içine hazırlanmış bu salonda efektler oldukça dikkat çekici ve gerçek gibidir. Başka bir odada antropoloji sergisini gezebilir çıkışta çok meşhur hotdog dükkanı Gray’s Papaya‘da lezzetli sosislilerin tadına bakabilirsiniz.
New York’un en lezzetli yeme içme mekanları için New York Yeme İçme rehberime göz atabilirsiniz.
Amerikan Doğa Tarihi Müzesi giriş ücretleri:
- Yetişkin $28,
- Yetişkin (65 yaş+) ve Öğrenci (geçerli kimliği olan) $22,
- Çocuklar (3 ve 12 yaş arası) $16
Güncel fiyat listesini ve daha büyük paket fiyatlarını incelemek için tıklayınız.
The Brownstone
Brownstone (kumtaşı) tipi evler Manhattan ve Brooklyn’de bulundukları semtin değerini yükseltir ve seçkin semt olmasını sağlarlar. Bu kırmızı kumtaşı yada mermerden yapılmış dar ve uzun evler ikonikleşmiştir. Dizi ve filmlerden oldukça aşina olduğumuz kumtaşı evleri oldukça popülerdir. Upper West Side’da kumtaşı evleri ile birlikte muhitin nezih olmuştur. Ev değerlerinin oldukça yüksek olduğu Upper West Side’ın sokaklarını keşfedebilir kendinizi film içinde hissedebilirsiniz.
SEMT 6. THE HEIGHTS & HARLEM
Harlem Manhattan’ın en kuzeyinde olan semtidir. 90. caddeden 176. caddeye kadar uzanan Harlem günümüz Manhattan’ın da çekinilmesi gereken mahallelerden değildir. 1980’ler de korkulan mahallede artık restore edilmiş brownstone binalar ve müzik şöleni haline gelen jazz çok meşhurdur.
SEMT 7. THE VILLAGES
The Villages semti Manhattan’ın en gözde semtlerinin başında gelmektedir. Semtin sınırları içinde bulunan mahalleleri bohem ve sanatçı ruhlu insanların yaşadığı Lower Manhattan’dan tamamen farklı havada olup görenleri ilk etapta etkilemektedir. Yazarlar şehri olarak bilinen semti de içinde barındıran ve geçmişteki ustaların izlerini hala taşımaktadır.
Meatpacking District
Birinci sınıf restoranların, özellikle manzarası görülmeye değer rooftopların, barların, kulüplerin ve ünlü moda mağazalarının olduğu semttir. Eskiden et ticareti ile ünlü olan bu semt şimdilerde birinci sınıf mekânların ve otellerin göz doldurduğu New York’un gözde semti haline gelmiştir. Semtin kuzeyindeki Chelsea Market hem alışveriş yapıp hem de yemek yiyebileceğiniz içinde yaklaşık 60 lüks şarküteri ve fırın bulunan kocaman bir markettir. Birçok farklı çeşidi ile leziz peynirleri tadabilir, harika fırınlarda kahvaltı yapabilirsiniz.
The High Line
Eski bir demiryolunu yıkmayıp değerlendiren New York şehri, burayı gördüğünüz an şaşıracağınız 9 metre yüksekliğinde ve yaklaşık 2,5 kilometre uzunluğundaki parka çevirmiştir. Sadece yaya girişine izin verilen park bitki çeşitliliği ve mini ağaçlarıyla mutlaka görmeniz gereken parklar arasındadır. Parkta oldukça fazla etkinlik mevcuttur. Birden kendinizi açık hava sanat sergisini gezerken bulabilirsiniz. New York’u ziyaret edeceğiniz tarih aralığında etkinlikleri internetten mutlaka kontrol etmenizi tavsiye ederim.
Union Square Park
Yürüyerek New York’u gezenlerin duraklama ve dinlenme noktası olabilecek harika parklardan bir diğeridir. Yaklaşık 3 hektarlık alana yayılmış olan bu parkta haftanın belirli günleri Çiftçi Pazarı kurulmaktadır. Çiftçi pazarının en yoğun olduğu günler Cuma ve Cumartesi günleridir. Çiftçi Pazarında yerel peynir ve şaraplarla tanışabilir lezzetli yerel ekmekleri tadabilirsiniz. Çeşitli el işi stantlarını gezebilir keyifli vakit geçirebilirsiniz. Bu pazar yeni yılın yaklaşması ile Kasım ayında yeni yıl pazarına dönüşmekte ve 2 ay boyunca yeni yıl hediyelik alışverişinizi yeni yıl pazarından yapabilirsiniz.
Greenwich Village
İnci gibi sıralı caddelerin eseri olan şehir planlamasından çok önce kurulmuş olan bu semte geldiğinizde karmaşık yapısı olan bu duruma şaşırabilirsiniz. New York Üniversitesinin evi olan bu semt sanatçıların yaşadığı semt özelliğini hala korumaktadır.
Bohem ve sanatçı tarzını sokaklardaki bar ve mağazalarda oldukça hissedersiniz. White Horse Tavern sanat barlarına merakınız var ise görmenizi mutlaka tavsiye edeceğim keyifli sanat barlarından birisidir.
Washington Square Park
Washington Square Park New York’un bir diğer popüler parklarındandır. Filmlerde ve New York fotoğraflarından oldukça sık rastlayacağınız Washington Meydan Kemeri (Washington Square Arch) bu parkın içerisinde bulunmaktadır. 4 hektar olan bu parkın içine inşa edilen kemer 1895 yılında tamamlanmıştır. Her noktasında sanat kokan bu semtin parkında birde kemer olmasına şaşırmamak gerekir. Oldukça popüler olan bu kemer eşliğinde New York’a bir kez daha hayran kalabilir, parkta atıştırmalıklarınızı yiyebilirsiniz.
East Village
Greenwich Village’in doğusunda olan bu semt hala sanatsı geçmişini korumaktadır. Grafiti kaplı duvarları, birbirinden bohem mağazaları ve sanatsal sokak lambaları ile hala gözde semt olma özelliğini kaybetmemiştir. Lüks gece kulüpleri ile ise yukarı sınıf ziyaretçilerin tercih etmesiyle semt oldukça popülerdir. Şehri sokaklarda yaşamak için aşağı Manhattan’a mutlaka uğramanızı tavsiye ederim.
SEMT 8. LOWER MANHATTAN
Manhattan’ın en güneyinde bulunan semtidir. Dünya ticaret merkezinin bulunduğu semt batısında Soho’ya kadar uzanmaktadır. Ticari olarak güçlü olan bölge Wall Street’i ve korkunç bir saldırı sonucu yıkılan ikiz kulelerin yerine inşa edilen anıtı merak edenlerin en uğrak adresidir.
Özgürlük Heykeli Ulusal Anıtı
Amerika’ya deniz yolu ile göç edenleri ilk karşılayan anıttır. İşsizlik ve sefaletten kaçan göçmenler bu heykeli gördüklerinde elbette oldukça umutlanmışlardır. Özgürlük heykeli ilk yapıldığında kahverengi kızıl tonlarında iken paslanması sebebi ile bugünkü yeşil rengine bürünmüştür. Özgürlük Heykeli Anıtını yakından görmek için inşa edilmiş olan Özgürlük Adasına tekne ile gitmek gerekir. Tekneye binmek için bilet almanız gerekmektedir. Teknelerin kalkış yeri Manhattan’ın Battery Parkından olmaktadır. Heykelin içerisinde müzeyi gezebilir ve tacına çıkılabilirsiniz. Ziyaretçi sayısı oldukça yüksek olduğundan dolayı biletlerinizi ve rezervasyonlarınızı önceden yaptırmanızı tavsiye ederim.
New York’a ulaşım yazında anlattığım ama tekrar bahsetmek istediğim konu ise Özgürlük adasının yakınından Staten Island vapuru geçmektedir. vapur ücretsiz olup güzel fotoğraf kareleri yakalayabileceğiniz mesafeden anıtı görmenizi sağlamaktadır. Vapura Manhattan’dan bindiğiniz durumda vapurun sağ tarafından, dönüş yolunda ise vapurun sol tarafından yer kapmanız kesinlikle öneririm.
Ellis Adası
Amerika’ya gelen göçmenlerin ilk ayak bastıkları adadır. Adaya en rahat ulaşım Manhattan bölgesinden yapılmaktadır. İçerisinde Göçmen Müzesi olan adaya feribot ile giriş bileti almanız gerekmektedir. Giriş bilet ücretleri aşağıdaki gibidir.
- Yetişkin bilet ücreti $24.50,
- Çocuk (4-12 yaş arası) bilet ücreti $12,
- Yaşlı (62 yaş üzeri) bilet ücreti $18.
Güncel bilet fiyatlarını buradan inceleyebilirsiniz.
Soho
Moda haftasının kalbinin attığı yer olan Soho semti, ismini South Houston’un kısaltmasından almaktadır. Bu küçük mahalle New York’un gökdelenlerle dolu görüntüsünden uzak, binalarının en yüksek 4 kat olduğu, kırmızı tuğlalardan yapılmış önlerinde yangın merdivenleri olan bambaşka bir mahallesidir. Hem alışveriş yapabileceğiniz hem de doyasıya gezebileceğiniz güzellikte olan bu mahallede kişiye özel tasarım yapan mağazaları ziyaret edebilir, arka sokaklardaki kafelerde kahvenizi yudumlayıp keyifli vakit geçirebilirsiniz. Mahalleye metro ile ulaşımda gayet kolaydır. Canal Street durağında indiğinizde kendinizi bu keyifli ve oldukça popüler olan mahallede gezerken bulabilirsiniz.
Little Italy
Lezzetli İtalyan yemekleri ile meşhur olan bu semte vaktiniz varsa bir pizza yemek için uğrayabilirsiniz. Filmlerden fırlamış gibi gözüken İtalyan mafya tipli insanlarla dolu olan ve tüm sokaklarında harika restoranlar olan bu mahallede pizzanızı sanki İtalya’daymış gibi keyifle yiyebilirsiniz. Soho’dan birkaç cadde ileride olan bu İtalyan mahallesi İtalyan yemekleri sevenler için kesinlikle doğru adrestir.
Wall Street
New York’un menkul kıymetler borsasının kalbi olan bu semt dar sokakları ile Avrupa’yı anımsatmaktadır. Etrafta hızlıca yemek yiyen takım elbiseli abilerin ellerinde telefon hızlıca işlerini halletmeye çalışan aceleci tavırlarını oturup sakince izleyebilirsiniz. Brooklyn Köprüsüne giden yolda Manhattan tarafındaki ziyaret yeriniz olabilir.
Meşhur boğa heykelinin (Charging Bull) önünde fotoğraf çektirebilirsiniz. Oldukça büyük olan bu bronz boğa Wall Street’in oldukça yakınındaki Bowling Green Park’ında ziyaretçileri ile buluşmaktadır.
One World Trade Center – Dünya Ticaret Merkezi
Hatırlanmak istenmeyen 11 Eylül 2001 terör saldırısının gerçekleştiği yer, şimdilerde turistlerin çokça ziyaret ettiği 11 Eylül Ulusal Anıt ve Müzesine ev sahipliği yapmaktadır. Uzun süren inşaat sürecinden sonra yıkılan ikiz kulelerin yerine 104 katlı yeni Dünya Ticaret Merkezi olan Özgürlük Kulesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Metrodan Fulton Caddesi durağında indiğinizde görkemli bina zaten karşınıza çıkacaktır. Hazır o civarlarda bulunuyorum diyorsanız 21 Century alışveriş mağazasına uğramadan geri dönmeyin derim. Outlet’ler New York’tan oldukça uzakta olduğundan dolayı vakit kaybetmemek adına en uygun mağazalardan birisi olan 21 Century’ye uğramanızı tavsiye ederim.
Chinatown – Çin Mahallesi
Ana dili Çince olan bu mahallede Çin ruhunun asla kaybolmadığını görebilirsiniz. Chinatown’a girdiğiniz anda kendinizi New York’tan çok uzakta hissedeceğinizden emin olabilirsiniz. Türk kültürümüzle çokta uyuşmayan yemek zevklerini düşünürken bir anda kendinizi farklı soslar kullanarak pişirdikleri tavukları chopstick (çin yemek çubuğu) kullanarak yerken bulabilirsiniz. Noodle ve Çin mantısı da tatmanızı tavsiye edebileceğim Çin yemeklerindendir.
Battery Park
New York’un en eski parklarından birisi olan Battery Park şehrin en güneyinde Özgürlük Heykeli manzaralı 10 hektarlık alana sahiptir. Parkın içinde yüksek bina manzaralı piknik masaları, koşu alanları ve yürüyüş parkurları vardır. Özgürlük Heykeli manzarasının yanı sıra yelkenlileri izleyebilir, her hafta farklı aktivitelere ev sahipliği yapan parkta doyasıya eğlenebilirsiniz.
BROOKLYN BÖLGESİ
Manhattan’dan sonra öğrencilerin sanatçıların yaşamayı tercih ettiği New York bölgesi Brooklyn’dir. Brooklyn’de yaşayanların çeşitliliğyle artık günümüzde ziyaretçilerin ilk durakları haline gelmiştir. Brooklyn ziyaretine ilk olan Brooklyn Köprüsü ile başlayarak seçkin semtletinden Brooklyn Heights ve Dumbo mutlaka ziyaret edilmelidir.
Brooklyn Köprüsü
Brooklyn Köprüsü filmlerden de oldukça aşina olduğumuz mimarlık hatırası olan dev taş köprü görülmesi gereken yerlerin başındadır. Wall Street’e kadar gelen ziyaretçiler yürüyerek köprüden geçerek Brooklyn bölgesine ulaşabilirler.
Brooklyn Köprüsü yaya ve bisiklet yolunu araç yolundan ayıran bir yapıya sahiptir. Trafik alt kattan akarken köprünün üst katında yayalar ve bisikletliker için özel yapılmış bir yol vardır. Brooklyn Köprüsü Manhattan’ın Financial District’ten başlayarak 1820 metre uzunluğundadır. Brooklyn köprüsünü bir ucundan diğer ucuna yürümek yaklaşık 45 dakika sürmektedir. Brooklyn Köprüsünün üstünde çapraz gelen halatlar olmasıyla şahane fotoğraflar çekiliyor. Köprünün manzarası da oldukça çarpıcıdır. Köprüden gözüken Özgürlük Heykeline uzaktan bir bakış atabilirsiniz.
Brooklyn Heights
Brooklyn Heights, Brooklyn Bölgesinin en güzel mahallesidir. Manhattan’da ki mahalleler dahil New York’ta hiç bir mahalle Brooklyn Heights ile yarışamaz. New York’un ilk tarihi evlerine ev sahipliği yapan mahallede çarpıcı brownstone evleri vardır. Willow Street’e yapacağınız ziyaret ile bu harika mimarlık şölenine tanıklık etmiş olursunuz.
Brooklyn Heights Promenade (Brooklyn Heigts Gezinti Yeri)’e ev sahipliği yapan mahallede tüm turistlerin gençlerin New York’luların Brooklyn’lilerin ziyaret ettiği yerdir. Karşısında nefes kesici Lower Manhattan manzarası olan gezinti yerinde mutlaka fotoğraf çektirmek isteyeceksiniz.
Dumbo
Brooklyn’e uğrayanların görmek için sabırsızlanacağı mahallelerden bir diğeri DUMBO’dur. Sanat galerileri ile dolup taşan mahallede Manhattan Köprüsüne karşı harika fotoğraflar alabilirsiniz. Tuğla binalar arasından Manhattan Köprünün manzarası görülmeye değerdir.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Work and Travel maceramın batı yakasındaki son rotası San Diego şehrinden kalkıp uçakla yaklaşık 6 saatlik bir yolculuk sonrasında New York’a ulaşıyorum. Henüz bir ülke ya da kıta değiştirmedim. Ülkenin bir yerinden başka bir noktasına geldim ve şaşırtıcı derecede 6 saat sürmesine inanamıyorum.